Büyük bir hevesle Türk gibi başlayıp yine Türk gibi peşine düşmeden düşlerimi ve anılarımı yazmaktan vazgeçmiştim.
Son paylaşımımdan bu yana aradan kaç şehir, kaç ülke, kaç insan geçti de ben bu sınıra nasıl geldim? Sınır dediysem gerçek manasında Kuzey Irak sınırından bahsediyorum. Vatan borcu diye iteleyip suyun, elektriğin, yiyecek ekmeğin, içecek suyun sınırlı olduğu bu dağ başını beklemenin mantığını kavramakta güçlük çekiyorsun. ‘’Hudut Namustur’’ Hudut’un namus olup olmamasını herhangi bir TSK mensubunun tartışmaya bile açmayacağını bilirim. Anlatmak istediğim 21.yüzyılda sınırsız imkanlar dahilinde TSK personelinin etrafına çizilen sınırlardır. Çözümü basitte kim çözecek? Aklı fikri ülkeyi dönüştürerek yandaşa yalakaya dağıtan hükümet mi yoksa TSK’da hala var olan bir avuç onurlu personel mi? Bölge ve ordu hakkında daha detaylı bilgiler vererek içinde bulunduğumuz vaziyeti tüm gerçekliğiyle ortaya sermek isterdim ancak bilgi güvenliği açısından bunları yazabiliyorum.
Hakkari, Yüksekova’da yer alan Yeşiltaş Karakolu Dağlıca III köprüsünden başlayarak Dağlıca’ya giden yolu kesen 4 dağın arasına (mahkuma) zamanında Jandarma Karakolu olarak kurulmuş şimdinin Piyade Sınır Kartalı yuvasıdır. Karakol Yüksekova Merkeze 3 saat mesafede olmasına rağmen Kuzey Irak sınırına oldukça yakındır.