Yüzünü dökme küçük kız

Bir arkadaşın, şimdilerde avukat, feysbuk adlı sosyal ağ üzerinden yazdığı yazıyı okuyunca ha dedim nereden mezun olduğun, hangi mesleği yaptığın çok önemli değil ülkene duyduğun sıkılganlığı, işine duyduğun nefreti kusmak için. Daha geçen hafta sonu yine bir arkadaşım, şimdilerde doktor, işinden ne kadar nefret etmeye başladığından bahsediyordu. –Olum geçen hafta 127 saat çalıştım, dedi. Lan hangi ara uyudun, yemek yedin, hastaneye mi sıçtın diyemedim. Belli hepsini aynı yerde yapmış. Ee bir düşündüm hangi arkadaşım işinden memnun? Bir kuşak komple huzursuzuz. 

Milyonlarca nüfusu olan bir ülkenin şalterleri indirilip kaldırılıyor. Harbi harbi indir kaldır yani elektrik yok, buna bağlı su pompaları çalışmadığı için bir çok yerde su yok (bu medyaya çok yansımadı). Üretimin aksamasından kaynaklanan zararı bir düşün off! Zengin bir ülke değiliz ki biz.

8 milyonluk nüfusa sahip Avusturya’da 25 yıldır elektrik kesilmemiş. 1 yıl yaşadım orada sistemlerini bilirim gerçekten kesilmemiş.

Aklım hep komplo teorilerine gidiyor!!

Ulan seçim var, ya o zaman da sönerse bütün memlekette ışıklar?

Günlerdir AKKUYU NÜKLEER SANTRAL reklamları ekranlarda, duvarlarda, sahnelerde.

Sizce neden??

Ben işe başladığımdan beri spor yapamıyorum. Zaman yaratamıyorum kendime. Bu yüzden mutsuzluk akıyor yüzümden gözümden. Sırtımda taş taşıyıp yorulmuyorum hoş ancak kafası rahat olmayan bir ülkenin vatandaşı olarak kafam rahat değil amk.

Arınç- Gökçek düellosuna değinmeyeceğim. O kadar çirkin bir ülkeyiz ki bu tartışma başka bir yerde olsa hükümet değişirdi. Şimdi ne yapalım dostlar? Ülkeyi mi terk edelim. He!?

Bence tek yol devrim.

Bulanıklıklarımıza son verelim..

 

Bu yazı Uncategorized kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın